Kalkülüs Terennümleri

Oltaç Ünsal

17. yüzyılda bulunan kalkülüs (işlence/calculus) olmasaydı bugün İnternet üzerinden bu dergiyi okuyor olamazdınız. Kalkülüs, insanları lisede matematikten bir nebze soğutur ama acayip faydalıdır. Sonsuz küçük değer gibi düşünmesi zor kavramları, değişmenin oranı gibi daha az zor kavramlarla anlatmaktır kalkülüs bir nevi. Bir boyutu soyutlaştırıp düşünme ve oyun alanını açmaktır. Vahdete ulaşmada ilk adımın matematiksel ifadesidir adeta (ya sonsuz küçük değer ya da sonsuz büyük değer; aynıdır).

İnsan davranışları (küçüğüne psikoloji büyüğüne sosyoloji diyoruz) bu anlamlandırması zor olan sonsuz küçük değerse mesela, bu davranışların türevi de farkındalık olsa gerek. Nasıl ve ne yaptığından öte niye yaptığının epistemolojisi. Niye yaşadığımız gibi varoluşa ait en temel sorudan, sabah kalkınca niye yüzümüzü yıkadığımıza varan en banal soruya kadar verebildiğimiz cevaplar kalkülüsdür işte. Bir üst aklın dünyayı yönetmesinden (niye), içki içmeye (niye), sevdiğimizi iddia ettiğimiz insana kötü davranmaya gibi tekil ve çoğul davranışların “farkındalığı” bu davranışların türevidir. Ampirik araştırmalar davranışlar ve olası nedenleri konusunda her geçen gün yeni şeyler öğretiyor bize. Mesela insanın her beğendiğini istemesi veya her istediğini beğenmesi gibi kategorik bir doğruluk olmadığını öğrendim ben bugün. Ve bu davranışlarının nedeninin belki de direkt “nörofizik” ile bağlantılı olabileceğini.

Limitlerine bakınca ve limitleri üzerinden bilgimizi ilerlettikçe yeni bir düşünme ve oyun alanında enteresan sonuçlara erişiyoruz. Davranış -> Birincil (ilk) Neden -> İkincil Neden -> … -> Limit Neden. Sabah niye yüzümüzü yıkıyoruz? İnsanlık kalkülüs  kullanarak aradaki nedenleri atlayarak direkt biyolojik diyebiliyor mesela (=kader?). Eskilerde de ellerindeki araçlarla kaderi astrolojik diye tanımlıyorlardı. Belki o eskinin sezisini ampirik olarak kanıtlayıp bir sonraki neden zincirine tekrar astrolojiyi katacağız (doğduğun gün ve saatin üzerinden milyonlarca ışık yılı uzaktaki bir takım yıldızının davranışına etkisi – ama lütfen an itibariyle çok da inanmayın).

Örneğin bir pazarlama yöneticisisiniz. En son bilimsel verilerle uyguladığınız pazarlama teknikleri ile bir insana internet üzerinden canavar gibi satıyorsunuz mallarınızı. Günün hangi salisesinde hangi görselle hangi kelime kombinasyonları ile en uygun algıyı yaratıp insanlarda isteme/beğenme yaratıyorsunuz. Sonra topladığınız paralarla gidip üzerinizde yaratılmış isteme/beğenme ile başkasının mallarını alıyorsunuz. En nihayetinde iş gene güç, seks, aidiyet, korku türevi nedenlere bağlanmıyor mu? Onlarda şu an anladığımız ve bilebildiğimiz kadarıyla yine biyolojiye, genetiğe bağlanmıyor mu?

Farkında olsanız yani davranışınızın türevini alsanız aynı şeyi yapar mıydınız? Kaderiniz bile olsa (biyolojik, astrolojik, toplumsal – din, vb.) değişik bir şey yapabilir miydiniz farkındalığın epistemiyle? Size verilen (içinize işlemiş) bu kısa yolları (heuristic) yeni türev bilginiz ile değiştirebilir miydiniz? Hangi uygunluğa göre ve hangi nedene göre değiştirdiniz? İşte tam bu noktada türevin türevine geçiyoruz. Belki de algılayamadığımız yeni bir boyut ve işin içinde olmayanlara abuk sabuk gelen araçlarla anlamlandırmaya devam ediyoruz. 5. boyutu lineer dil bilgimizle anlatmaya çalışan kuantum fizikçileri gibi. Ya da panteizme karşı çıkan dini mistikler gibi.

Bunu tek söyleyen ben değilim. Tasavvufta gördüğümüz boyutlarda da insan aynı kavramlardan bahsetmektedir. Şeriat kapısı hakikat yolculuğunun ilk ve en düşük basamağıdır. Dinin şekil ve uygulama ile ilgili kurallarını belirler. Tarikatlar tasavvufun somut organize olmuş halidir. Marifet Allah’ı tanımaktır. Marifet, batın hazinesidir. Bu hazine aşk ve fakirleşme (her şeyden vazgeçme) ile ele geçer. Hakikat kapısını ise tam açıklayamıyoruz işte. Bu kapıları limitlerle anlatmak için şöyle deneyelim: Seninki senin, benimki benim -> Seninki senin, benimki de senin -> Ne benimki var ne seninki -> Ne sen varsın, ne ben, ya da hepimiz hepimiziz. Her şeyi arapsaçı yaptım, susuyorum ama “dilime doladığım” bu konularda ya hep ya da hiçe atlamak duygusal (bir neden olarak neden olmasın) olarak anlamlı geliyor. İşte size bilimsel metodlardan tasavvuf.

Custom Sidebar

You can set categories/tags/taxonomies to use the global sidebar, a specific existing sidebar or create a brand new one.

Top Reviews