Ferah

Buğra Çilsal

Hayır, benimle değil evle konuşmak istiyor aslında, başkası adına bir şey söyleyemeyeceğimi söyledim.

“Oda bu haliyle daha güzel gözüküyor.”

“Değişen ne? Bana eski haliyle aynı gibi göründü.”

“Duvardaki resimleri kaldırdım, onun yerine çok sevdiğim bir filmin posterini koydum, artık daha sakin bir görüntü veriyor.”

“Evet şimdi tekrar bakınca fark ettim. Gerçi her şeyin bu kadar eski olduğu bir odada ferahlamak için duvarı temizlemek yetmiyor. Mesela eskimiş metal sandalyeleri, dantel masa örtüsünü, Arnavut kaldırımı gibi gözüken döşemeyi, hatta şimdi yalnız kalmış eski film afişini değiştirmek seni daha çok rahatlatabilir.”

“Maalesef, böyle işlemiyor. Hepsinden bir anda vazgeçersem sahipsiz hissetme olasılığım daha yüksek. Bir şey içer misin?”

“Kahve olur. Hiç değilse koltukları değiştirebilirsin. Bu anneanne kırmızısı gözünü yormuyor mu?

Afişte neden kocaman bir fil var, gönderme mi yaptın?”

“Neye?”

“Odadaki file. Elephant in the room lafına yani.”

“Ne anlama geldiğini bilmiyorum.”

“Ciddi olamazsın.”

“Hayır, gerçekten bilmiyorum, gönderme de yapmadım.”

“İkimizle birlikte odada bir fil olsa konuşmamız gerekirdi, değil mi? İşte iki insan arasında adı anılmadan varlığı hissedilen, bir nevi yanlarında onlarla olması şaşırtıcı değilmişçesine bahsedilmeyen ama çok büyük öneme sahip bir mevzu. Tam anlatamadım.“

“Ölüm gibi mi?”

“Evet, ama daha yumuşak konular için de söylenebilir. Bu koku nereden geliyor, boya da mı yapıyorsun?”

“Evet nehre bakan dış duvarı pencere çerçevesi boyunca kül rengine boyadım.”

“Yeni çıkan çok satan bir kitapta yazar muhtemelen senin evinden bahsediyor, haberin oldu mu?”

“Evet, okuyan bir iki arkadaş söz etti. Benim evim mi, nehir üzerindeki yüzer evlerden bir başkası mı emin olamadım. Benimki olsa eve uğrayıp tanışırdı diye tahmin ediyorum. Uzaktan tepede oturup ya da drone gönderip evimi incelemiyordur herhalde.”

“Ben kitabı okudum, seninki olduğuna neredeyse eminim. Hem seninki gibi evlerin çoğu kıyı geliştirme projeleri için yıkıldı hem de kalanların çoğu dikdörtgen planda, yalnız seninki bir altıgeni andırıyor. Kitapta da alenen altıgen planlı bir ev deniyor.”

“Olabilir, bunu dert edecek değilim ya da evim ünlü oldu diye her sabah daha zinde veya muvaffak olmuş uyanmıyorum. Yeter ki gelip benden satın almaya kalkmasın. Bu mesele nereden çıktı, yoksa evim edebiyata girdi diye boya yaparken iki kez mi düşünmem gerekiyor.”

“Hayır, halen sana ait, istediğini yapabilirsin tabii ki. Kapı çalıyor sanırım.”

“Talipliler gelmiyordur değil mi? Bakıp geliyorum.”

“Kimmiş?”

“Bilmem orta yaşlıca bir tip, zile yanlışlıkla bastığını söyledi.”

“Belki evde kimin yaşadığını öğrenmek istemiştir. Yine zil çalıyor, bakmayacak mısın?”

“Aynı kişi mi acaba?”

“O muymuş?”

“Hayır, bir başkası. Benimle evin sahibi olarak söyleşi yapmak istiyormuş.”

“E kabul etmedin mi?”

“Hayır, benimle değil evle konuşmak istiyor aslında, başkası adına bir şey söyleyemeyeceğimi söyledim.”

“Zil.”

“Şaka değil mi?”

“Kimmiş?”

“Üç dört genç tip, evimde atölye yapmak istiyorlarmış.”

“Ne atölyesi, resim mi?”

“Hayır, yenilikçi bir şeymiş. Akrilik boya ile nehirden toplanan ölü balıklardan kalan yüzgeç ve pulları renklendirip hayata döndüreceğiz gibi bir şey söyledi. Bu kitap çıkalı ne kadar oluyor?”

“Aslında bir ay, ama lansmanı dün yapıldı. Kapıya bak istersen.”

“Bakmasam daha iyi olacak.”

“Ne oldu, betin benzin atmış. Bu sefer kimdi gelen?”

“İki kişiydiler, biri tatlı dille evle ilgili nasıl bir proje geliştirebileceğini söyledi, öbürünün belinde silahı gözüküyordu. Bir daha zil çalarsa bakmayacağım.”

“Çalıyor, sanırım bu artık bakıp bakmamanla ilgili değil.”

“Evde kalmak istiyor musun?”

“Nasıl yani?”

“Karayla bağımızı çözeceğim, aşağıdaki boruları sökersem tamamdır bu iş.”

“Nasıl yani, evi yüzdürmeyi mi düşünüyorsun? Su ve elektrik olmadan yaşayabilecek misin, onun yerine daha makul bir karar düşünürsün.”

“Hayır, hemen nehirde açılacağım. İnsanlar sonra unutur hangi ev olduğunu diğerlerine sararlar. Sen kalıp kalmamaya karar ver.”

“Kalıyorum, pekala, ama evi yüzdürsen bile şehrin az ötesinde baraj var. Bir yerde durman gerekecek. Kaçmak doğru karar mı emin değilim.”

“Bunun kaçmakla ilgisi yok, ben de şehirle baraj arasındaki dar alanda dururum. Hadi aşağı, boruları sökmeme yardım et!”

“Olmuyor, kesmemiz lazım, sen yukarı çıkıp, şalteri ve vanayı kapat.”

“Kestim, artık özgürüz.”

O sırada ev süzülmeye devam etmiş ve şehirden çıkmıştır. Şehrin gelişmiş kıyılarındaki gökdeleninden bakan biri artık evi fark edemeyecektir.

Yüzer ev kıyıdan uzaklaşmaya başlamıştır. Düzgün bir buket gibi gözüken kara bağlantıları suyun içinde bir hortum ya da kuyruğunki gibi savrulmaktadır. 

Evin oturma odasında terlemiş halde otururlarken içleri halen rahat değildir. Anneanne kırmızısı fast food restaurantı koltuklarına yığılmış ve boş bakmaktadırlar.

“Şimdi ne yapacağız?”

“Yazara ulaşmamız lazım, “twitter”ı var mıdır?”

“Ulaşıp ne yapacağız?”

“Ev tasvirlerini kitaptan çıkarmasını söyleyeceğim.”

“Deli misin sen? Çoktan yayımlanmış bir şeyi geri çekemezsin. Hem insanlar hatırlar.”

“Hayır, insanlar unutur.”

“O halde daha basit bir çözümle evi unutturalım. Nasıl olsa karadan uzaklaştık. Gümüş rengi boyam var demiştin değil mi?”

“Kül rengi.”

“Her neyse. Evi boyayalım, rengi nehrinkine benzeyeceği için kamufle olur. Zaten karadan da uzaklaşmışken bir süre kamufle halde kalıp sonra yerimize döneriz.”

“Makul. Haydi!”

Koltuktan zıplar. 

Boya kutuları yanlarında fırçalar ellerinde evin terasında buluşurlar. İki katlı evin parlak mavi olan duvarlarını gümüşi bir renge boyarlar. 

Duvarların yeni hali ve boz renkli çatısı ile ev gerçekten hafif çamurlu nehrinkiyle karıştırılabilecek bir renge bürünmüştür. Yalnız iki dörtgen iki çizgi sırasıyla yapılmış eski moda korkuluklar bembeyaz parlamaktadır.

“Korkulukları ne yapacağız, boya bitti sayılır.”

“Kalanı alaca bir izlenim verecek kadar üstüne dökeriz.”

“Tamam.”

O sırada ev süzülmeye devam etmiş ve şehirden çıkmıştır. Şehrin gelişmiş kıyılarındaki gökdeleninden bakan biri artık evi fark edemeyecektir.

Ferah
Okuyucu Derecelendirme0 Oy

Custom Sidebar

You can set categories/tags/taxonomies to use the global sidebar, a specific existing sidebar or create a brand new one.

Top Reviews