Çağrı

Tutku Kırcalı

Öyle bir vaktin hükmü kurulmuştur ki

Ölüler evinin ağıtçıları belirir her köşe başında. 

Elleri kekeme lafazan soytarıların 

Korkak ve bezgin kelimeleri, solunan havayı kaplar.

Pisliğin en irinlisi,

Çürümüşlerin en kurtlusu,

Yüreklerin en soysuzu,

İnsan şekline bürünmüştür:

Gözlerinde kurusıkı bir fer,

Kemikleri yokmuşçasına süzülür 

          her dudağı açılanın ağzına. 

Pusulası sinsiliktir onun

Birinin etinden can koparmak hariç 

Görülmez dişleri, ne bir gülüşte ne bir haykırışta.

Hiçbir sıçrayış ciğerlerinde ateşi hissettiremez ona 

Anın geçiciliğine ve geçkinliğine gömülmüştür, 

Bakışları geriye dönmüştür.

Her zorluktan sakınır, 

      Her takırtıya aldanır, 

            Her darbede kırılır.

Bin biçimde kılıf örmüştür 

hareketin bin türlüsünü boğmak için. 

Başka da bir emek doğurmamıştır tırnakları.

Kolları, öne atılan bir kulaç için 

kalkmaz havaya 

ama 

Yanındakini arkaya itmek için sertleşir anında.

Eskiden sıyrılan’ın

kokusunu aldığında burnu,

Dişleri gıcırdar

Onu kendi ışıksızlığına çekmenin hırsıyla.

Yırtılsın sokaklar! 

Ateşe verdiğimiz evlerin terli nefesi 

                             saçlarımızı ısırsın.

Ellerimizde elma poşetleri değil tüfekler 

Kanımız kınında durmasın. 

Geriye dair ne varsa 

Hepsi ilerinin o tek yolunda 

 Damarlarından çatlasın 

                               yarılsın

                                     yıkılsın!

Kendini kirletmeyi seçmiş kim varsa 

Böğürlerine saplanan hançerlerden koşan kan taneleri 

                                                            ellerimi yıkasın! 

Yakılsın ki kafaları mezar bekçilerinin, 

Soluğu karnına sığmayan bizlerin 

Parmakları,

Çeksin gören gözlerin parlaklığını

özgür bir dünyanın ufkunu karmaya.

Ayaklarımız asfalt yüzü görmekten utanıp

Marşlarla sarsmadık yer parçası bırakmasın da 

Un ufak olsun pirelerin saltanatı!

Bellerini kıralım sesi titrek çıkanların da

Diri diri şakıyanların cenneti kurulsun

Ter kaçkınlarını öldürüp var edelim ki mümkün olanı 

Ötede bırakalım yüzleri tereddütle kavrulanları!

Dingin göğün altında 

Darmadağın bir sadelikle vazgeçerken yelkovan akrepten 

Zihnimin kıvrımlarında 

Belertiyor hayallerim kendini 

imgelerin kararlılığıyla.

Yalnız benimle canlanamaz bu rüya 

Koşmalı bir akıldan bir başkasına 

Sonunda bizim olanı 

Gerçekte kurdurtmalı

Vakit tamam!

Bitmelidir saklanarak dövüşenlerin hükümranlığı.

Kalk ayağa!

Duyur arkada kalanlara

Kardeşinin fısıldadığı

Şu tok ve keskin, 

Gür ve kesin 

Savaş narasını!

Custom Sidebar

You can set categories/tags/taxonomies to use the global sidebar, a specific existing sidebar or create a brand new one.

Top Reviews