Fırtına’da Ruhlar, Acı ve Haz

Can Olguner

Fırtına evin içine pencere çerçevesindeki boşluklardan ıslık çalarak giriyor. Dışarı baktığımda sokak lambalarının altında savaş ve dans karışımı bir gösteri sergileyen Kar’ı izlerken binamın önünde rüzgarın kudretine yenik düşüp kökünden sökülüp savrulan, genç ama güçlü ağacı görüyorum. Yeni koyduğum çay fincanı neredeyse kor hale getirmiş, elimi acıtıyor. Beni gerçeğe, masama ve yazıya çağırıyor. Klavye başına geçtiğimde sızlayan parmaklarım bahsetmek istediğim bağlantıyı kendiliğinden kuruyor. Zamanın başlangıcından beri el ele, parmaklarını birbirine geçirerek sımsıkı kenetleyerek giden iki dost, aşık, düşman… Acı ve haz. 

Acı bazen dikenlerini çıkarır, hazzın eli delinir, akan ılık kan kenetlenmiş ellerden damlaya başlar ama durmazlar; aynı kendini tahrip eden insanların durmadığı gibi.

Toplumun çok küçük bir yüzdesi intihara meyilli iken, neredeyse tamamına yakını sonuçlarının farkında olarak kendine zarar verir. Mutlaka faydalı hazlar da vardır ama çoğunlukla Tahribat, hazla beraber gelir. Bu denge savaşında bağımlılık her örnekte olmasa da bir aktördür. Alkol, sigara, uyuşturucu, çok çalışmak, acı yemek, çok yemek, saplantılı şekilde aşık olmak, fiziksel acı hissetmek, duygusal acı hissetmek ve daha niceleri. Bizi bazen daha çok biz yapan, diğer zamanlar biz olmaktan çıkaranlar ve bu ikisi arasındaki dengenin savaşıdır haz.

Birçok şey olabilirim ama Hedonist ve Pozitif Nihilist sahiplendiğim kalıplardandır. Bu sayıda haz ve yasaklardan bahsedeceğimizi duyduğumda tabii ki çok sevindim ve sıkça üstüne kafa yorduğum kavramlar ve aralarındaki bağlantılardan kısa da olsa bahsetmem için sunulan bu fırsatı minnetle karşıladım. 

Bizi biz olmaktan çıkaranlar demişken, Alkol’ün etimolojisine değinmeyi ihmal etmeyelim. Alkol; Arapça “Al Gul”dan gelir. Kötü Ruh, Gulyabani anlamındadır. Tüketildiğinde insanın kendinden geçmesi, bir ruh tarafından ele geçirilmiş gibi davranması sebebiyle yakıştırılmıştır. İngilizce’de alkollü içkilere “Spirits/Ruhlar” denmesi de yine aynı sebeptendir. 

Bir diğer acı ve haz çelişkisi de acı yemekten zevk almaktır ve ardında tatlı bir sır barındırır. Scoville Acı Ölçeği, 1912’de Wilbur Scoville isimli bir farmakolog tarafından icad edilmiştir. Yöntem, biber ekstresinin, acı tat alınmayacak hale gelene kadar şekerli su ile seyreltilmesi ve acının hissedilmediği anda biber ve şekerli su oranlarının ölçülmesi ile sonuca ulaşmaktadır. Vücudumuz ise normal fonksiyonlarına devam edebilmek için acı yediğimizde normal şartlarda “mutluluk” yaratımı için salgılanan endorfin hormonunu salgılar. Scoville seviyesi yükseldikçe, yani yenen biberin acı şiddeti arttıkça, salgılanan endorfin miktarı da doğru oranda artacaktır. Acı yemeyi seven dostlarımız farkında olmadan çekilen acının sonrasındaki tatlı rahatlamanın peşindedir aslında. 

Çay dudağımı yakıyor, fırtına etkisini arttırarak devam ediyor ve bergamot kokusu bir an için hayatımın bir bölümünü geçirdiğim Heybeliada’ya götürüyor zihnimi. İyisiyle kötüsüyle zihnimin hayaletlerle dolu bir bölümü. Koşarak gerçeğe dönüyorum. 

İnsanın yıllar geçtikçe haz ve kendine zarar verme arasındaki dengede ustalaştığına inanıyorum. Bir zaman sonra fark ediyorsun ki, ne yaparsanız yapın daha uzun süre haz etmek için, daha aralıklı olmanız gerekiyor. Dileğim, uzun yıllar partiye devam edebilmek. Acı her zaman partinin konuğu, sahne alacağı saati bekliyor. Zehrinize göre saati belirlemek, akışı yönetmek, hazzın parçası. 

Custom Sidebar

You can set categories/tags/taxonomies to use the global sidebar, a specific existing sidebar or create a brand new one.

Top Reviews